Yavuz Çetin vefatının 24. yıldönümünde Harbiye'de anıldı

Türk blues rock müziği sanatçısı, söz yazarı, besteci ve gitarist Yavuz Çetin adına vefatının 24. yıl dönümünde Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda "Ustalara Saygı Yavuz Çetin Anma Senfonisi" konseri gerçekleştirildi.

Sahnede Yavuz Çetin'in müzisyen dostlarının yanı sıra sanatçının oğlu Yavuzcan Çetin gece boyunca babasının Fender Stratocaster 71 model gitarıyla eşlik etti.

Yavuz Çetin kimdir?

Yavuz Çetin (1970–2001), Türkiye'nin en önemli gitar virtüözlerinden ve bestecilerindendir. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda eğitim aldı, blues ve rock tarzındaki ustalığıyla tanındı. 1990’ların başında Batu Mutlugil ile birlikte Blue Blues Band’i kurarak Türkiye’de blues kültürünün gelişmesine öncülük etti. MFÖ, Teoman, Göksel gibi birçok ünlü ismin sahne ve albüm çalışmalarında yer aldı. 1997’de yayımlanan İlk albümü, hem samimi sözleri hem de güçlü gitar sololarıyla dikkat çekti.

Yavuz Çetin (ayakta) ve Batu Mutlugil

2001’de çıkan ikinci albümü Satılık, Türk rock tarihinde kültleşti; ancak albüm piyasaya sürülmeden kısa süre önce Yavuz Çetin yaşamına son verdi. Sanatçı, ardında teknik ustalığıyla öne çıkan sayısız gitar solosu, içten sözler ve Blue Blues Band ile Türk müzik sahnesinde bıraktığı derin izler ile anılmaya devam etti. Ölümünden sonra eserleri, özgür ve duygulu bir müzisyen kimliğinin simgesi hâline geldi.

Blue Blues Band hakkında

Blue Blues Band, 1991 yılında Yavuz Çetin ile Batu Mutlugil tarafından kurulmuş, Türkiye’nin en tanınmış blues topluluklarından biridir. Grup, sahnede blues’un ruhunu ve enerjisini canlı tutmayı amaçladı; Chicago ve Texas blues tarzlarından beslenen repertuvarını, İngilizce ve Türkçe sözlü parçalarla zenginleştirdi. Zaman içinde davulda Kerim Çaplı, bas gitarda Sunay Özgür gibi usta müzisyenler de gruba katılarak kadroya renk kattı. Grup, özellikle İstanbul’un ünlü barlarında, festivallerde ve canlı müzik mekânlarında verdiği konserlerle geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı.

Blue Blues Band, stüdyo albümü yayınlamamasına rağmen, Türkiye’de blues müziğin yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadı. Sahnede doğaçlama sololar, yüksek enerjili performanslar ve samimi bir müzikal iletişimle bluesun “yaşayan” formunu dinleyiciye aktardı. Yavuz Çetin’in gitar tekniği ve vokalleri, Batu Mutlugil’in güçlü bas yürüyüşleri ve grubun diğer üyelerinin katkıları, onları döneminin en unutulmaz canlı performans gruplarından biri hâline getirdi.